Eğitim ve öğretimin gittikçe daha çok bir test çözmeye ve ezbere dayalı eğitime dönüştüğünden hemen herkes şikâyetçidir. Bu yüzeysel, tek yanlı eğitimin topluma neredeyse hiçbir katkı sunmadığı bugün hemen herkes tarafından kabul görmüş ve genel bir şikâyet konusuna dönüşmüştür.
Ama mevcut eğitim sistemi çocukları boş bir fıçı gibi alıyor ve bir fıçıya sıvı doldurur gibi çocuklarımıza veri doldurmakla eğitebileceğini sanıyor. Ama çocuklarımız boş fıçı değildir. Çocuklarımız veri kaydedilmesi gereken bilgisayar da değildir. Eğitim ve öğretim ve bunlar dolayısıyla öğretilen bilgi, öğrencilerin hayatlarına gerçek anlamda kılavuzluk ettiği ve anlam kazandırdığı sürece bilgi olma işlecini görür. Bilgi gerçektir. Bilgi canlıdır. Bu nedenle bilgi özgürlük demektir.
Büyük eğitim bilimci ve öğretmen Johann Heinrich Pesta
İnsan özgürlüğünü doğada temellendirilmiştir. Bilindiği üzere Francis Bacon “bilgi güçtür” deyişini kazandırmıştı
Herkesin adını duyduğu zaman bile korktuğu mantık derslerinin asıl amacı budur. Bugün mantıktan başka her şeyin öğretildiği mantık derslerinde aslında düşünmenin yasalarının öğretilmesi gerekir. Mantık ancak mantığın problem tarihi dolayısıyla öğretilebilir. Bugün artık müfredattan neredeyse tamamıyla çıkarılan felsefe derslerinin amacı aslında budur. Mantık insana doğayı, dünyayı nasıl edineceğini öğretmekle mükellef olan bir disiplin ve bu disiplinin icrası olarak bir derstir.
Yazının girişinde aktardığım görüşlerini Karl Marx, çeyrek yüzyıl sonra başka cümlelerle tekrarlar. Fakat onun sözlerinin tekrarı 1845 yılında söylediği sözlere ilişkin açıklamalar da içermektedir. İnsanın genel eğitimi üzerine Ağustos 1869 yılında yaptığı bir konuşmasında Marx, kapitalist toplumda insanın insan olarak eğitimin giderek daha çok zayıflayacağını belirtiyor. İnsanın gerçek anlamda insan olarak eğitimi, insanın felsefeyi, bilimleri, sanatları, tarihi, kültürü, dünyayı öğrenmesiyle mümkündür. Marx’a göre böyle bir eğitim sisteminin mümkün olması ancak “toplumsal koşull
Marx, genel eğitimin veya insanın insan olarak eğitiminin kapitalist toplumda neden tam olarak mümkün olmadığını, başeseri olan Das Kapital’in üçüncü cildinde gerekçeli bir şekilde açıklar. Marx’a göre, meta üreten ve işbölümüne dayanan bir toplumda çok yönlü eğitim mümkün değildir. Bu koşullarda, yani işbölümüne dayandığı için eğitim, işgücünün sadece üretebilmesini ölçü aldığı için tek yanlı bir şekilde gelişmesine sebep olmaktadır.
Kapitalist üretim biçiminde eğitim ve öğretim her geçen gün daha fazla pratik olana yönelmektedir. Bu da gittikçe daha çok insanın insan olarak eğitimin yerini insanın meslek eğitimi almaktadır. Bedensel eğitim ile zihinsel eğitim birbirinden ayrılır. Fakat Marx 1869 yılında yaptığı konuşmada zihinsel eğitim ile bedensel eğitimin birleştirilmesi gerektiğine dikkat çekmektedir. İnsan jimnastik alıştırmalarının yan